Yalanı Kim Sevmez?

”Her insan, kendi görüş sahasının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak kabul eder.”

– Arthur Schopenhauer

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

Merhaba,

İnsan çoğu zaman kendini haklı çıkarmak ister. Bunun için de kendi aklı ile her türlü sınırlayıcı kavram, düşünce ya da eylemi çoğu zaman kendini haklı çıkarma çabası sonucu; dolayısıyla hem kendine hem de çevresine söylediği ve yaptığı uyumsuzdur.

Peki,

Bizler karşımızdakini nasıl tanırız?

Farkında olsak ya da olmak istemesek de hepimizin sınırlayıcı, baskın düşünceleri vardır. Günlük hayatınızda bazı eylem/eylemsizlik ya da özellikler sizi o an’a götürür. Tetikleniriz. Parasempatik ya da sempatik sinir sistemimiz hemen tepki verir.

Ve…

Soru şu;

Siz hayatı nasıl yaşıyorsunuz?

Gerçekçiliğinizi, doğruluğunuzu nasıl ortaya koyuyorsunuz?

”Yalandan nefret ederim.” sloganı altında insan en çok kendini kandırır. Farkındadır ya da değildir. Bu böyledir.

Hal böyle iken; hayatınızdaki büyüyerek devam eden döngüleriniz; sizi yoran, uykusuz bırakan, daha nice duygu yükü ve karışıklığının ortasında… Istırabın içerisinde…

Baskın düşünceleriniz ve Siz!

İhtiyacınız olan tam olarak nedir?

Denemek için neyi bekliyorsunuz?

En iyi dileklerimle. Sevgiler, saygılar.

Arzu Aykın

Yorum bırakın

BÜTÜNÜN DENGESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin