Kişiyi Büyümekten Alıkoyan Nedir?

”Tutkulu insanlar dünyayı daha iyiye doğru değiştirebilir.” -Steve Jobs

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

Merhaba,

Hayatınıza, dünyaya baktığınızda tüm duyularınızla algıladıklarınız muhtemelen sizleri çaresizlik hisleriyle karışık gerginliğe doğru ittiği ve belirsizlikle birlikte her bir otoritelerce söylenen teorilerin kafa karışıklığı yarattığı bir gerçektir. Bunun yanında bir gerçek daha var ki her biri doğrudur. Konu olan, sizin nasıl algıladığınız! Hayatınızı nasıl yönettiğiniz!

Dünyada, dünyasında kişi ilerlemesini, gelişmesini durduracak ya da engelleyecek sınırları kendisi koyar. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre sınırlı düşüncelerden biri küçük düşme, alçalma, utanç, hor görülme, rezil olmadır. Duygu, değersiz hissetme.

Genetiksel özelliklerimizi anne ve babamızdan alıyoruz. Davranışlarımızın özelliklerini de doğduğumuz andan itibaren bulunduğumuz çevre ile olumlu/olumsuz eylem eylemsizlikler, özellikler ve anlamlarını öğreniyoruz.

On iki- on üç yaşına kadar anne babanın özellikleri ile daha sonrası hangi çevrenin etkisindeyse kişi; o çevreden edindikleri ile varlığını ifade ederek ilerliyor. İkili sistemde uzak/yakın düşünce, duygu, eylem kişinin istekleri ve isteklerine sahip olma arzusuna göre maskelenen davranışlarla kişinin ilerleyen yaşlarında sınırlı düşünce kalıpları olarak kafa karışıklığı yaratan, doğanın parçası referansla, kişide dengesiz davranışlara neden olan bir dizi durum olay yaratabiliyor. Burada olaya değil edineceğiniz değerlere odaklanmak önemlidir.

Kişinin egosuna bağlı, olmak ve yapmak istedikleriyle birlikte tetiklendiği tüm eylem eylemsizlik ve özellikleri gözlemleyerek, bir adım ilerisi tanıklık ederek, izlenimlerini aklın muhakeme yetisi ile değerlendirdiğinde edindikleri çok önemlidir. Değerlerine, hayat amacına nasıl katkı sağladığını algıladığında kişinin kendi doğrusu, gerçeği hakkında doğru bilgiye ulaşabileceğini söyleyebilirim.

Hayat, karmaşık bir yapı gibi görünebilir. Ancak doğanın kanunlarını bildiğimizde bizleri amacımızda nasıl desteklediğini de idrak edebilir ve bilmenin ötesine geçebiliriz. Ve bir çoğunuzun bu deneyime sahip olduğuna eminim.

Bilmek hayatta kalmaya çalışan egomuzun arzuladığı bir şeydir. Sonucunda bilgiç oluyoruz. Kişi o ana kadar sahip olduğu tüm deneyimler içinden kendi aklı ile muhakeme ederek bir eylemde bulunur.

Her bir eylem de yeni bir eylemi getirir.

”Düşüncenin işleyişi bir savaştaki süvarilerin hücumu gibidir. Sayıca azdırlar, yeni atlar gerektirirler ve sonucu değiştirecek olan anlarda harekete geçmelidirler.” -Alfred North Whitehead

Burada en önemli konu kişinin doğru muhakeme içinde olup olmadığıdır. Diğer bir deyişle ”Farkındalık eksikliğinin yarattığı her hangi bir durum, olayda yanıt vererek mi hareket ediyor? Ve buradaki amacınıza nasıl destek oluyor?” Sorularına nasıl cevaplar veriyoruz önemlidir.

Yaşama ve kendinize yaklaşımınız nasıl? Arzularınıza nasıl yanıt verdiğiniz!

İçsel vizyonunuz gelişiyor mu?

Her yeni bir günde bunun için içinizde bir istek var mı?

Varsa neler yapıyorsunuz?

İçsel vizyonunuz geliştikçe, iletişim ve ilişki becerileriniz artıkça değerlerinizden, isteklerinizi gerçekleştirmek üzere arzularınız sizin yakıtınız olacaktır.

Kendinizi bildikçe, kendiniz olacağınız bir süreç yaşamak istemez misiniz?

Kendini değiştir, dönüştür ve ”Kendi olma” ‘ya bir adım at.

Bir insan olarak ”Ben kimim?” ve ”Ne olabilirim?” gibi sorgulamaları içinde kendi kendini yenilgiye uğratan, acı duygusuna bağımlılık yaratan yargılardan özgürleşmek istemez misiniz?

Kendi kendini iyileştiren çözüm odaklı stratejileriniz var mı? Tüm cevaplarınız orijin hikayenizde! Öğrenmek istemez misiniz?

Sevgi ve saygılarımla.

Arzu Aykın

Yorum bırakın

BÜTÜNÜN DENGESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin