İletişimde Samimi Olma Halleri…

”Her şey düşünme şekline bağlıdır. Her şey düşünceden oluşur, ondan hareketle yönünü belirler ve onun sayesinde meydana gelir. Kötü konuşan ya da davranan, tıpkı tekerleğin hayvanların nallarını takip etmesi gibi acıyla karşılanır.” Buddha

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

Merhaba, nasılsınız?

Bu haftanın başında bir dostumla mini bir kültür gezisi yaptık. Hava koşulları çok iyi olmamasına rağmen akın akın insanların aynı geziye katıldığına tanıklık ettim. Bizleri bir araya getiren niyete baktım; kısmetimizi gözlemledim, nasibimizi de bir kaç gündür analiz ediyordum ki haftanın konusu olarak siz okurlara paylaşmaya karar verdim.

Yazılarımın çoğunluğunda ”Ne istiyorsunuz?” sorusunu ısrarla sorduğumu biliyorsunuz. Tatminlik/ hazzı arayan bizleri bilinçli farkındalıkla basit, uygulanabilir kaliteli yaşamanın koşullarına getirebilecek uzmanlığımın etik kuralları içerisinde sorularla yazıyorum. Zihin, beyin, homeostaz, anatomi, nefes, meditasyon ve teknikleri diyorum.

Tekrar geziye dönecek olursam her yaş grubundan bireylerin olduğu kalabalıkları izledim. Dışarıya çıkarken kendimizi nasıl ifade ediyoruz? Nasıl konuşuyoruz? Bizi bir araya getiren değerler nelerdi? Bir arada olduğumuzda iletişimi nasıl sağlıyorduk? Kendimizi nasıl görünür kılıyorduk? Kalabalıkla sırada beklerken ne yapıyorduk? Peki, sonrasında ne yapıyorduk?

Günümüz dünyasının kendi realitemizden bakışı ve ortak paydadaki izlenimlerle analiz ettiğimde beni kültür gezisine götüren sosyalleşme ihtiyacım, isteğimdi. Diğerlerini de izlerken bu gözle değerlendirdim. Hepimiz yalnızlık içerisinde, sıkışmışlıkla oradan oraya hareket halinde ”Eeee sırada ne var?” biçiminde ellerde telefon, kulaklarda kulaklık, gözler telefona kilitlenmiş halde yollarda, otobüslerde, taksilerde, daha da ilginci iki ve üzeri arkadaş gruplarında; birlikte, aynı durum paylaşımlarında adına sosyalleşiyoruz diye sosyal medya hesaplarında paylaşılan hikayelerde yerini aldığını gözlemlemiş, aynı zamanda benzer paylaşımları, aynı eylemi ben de yapmıştım.

”Saçım nasıl? Nasıl olmuş muyum? Gülümse. Saçını yana al. Arkadaki çıkmasın. Bu muymuş? Ne alaka?” Yakaladığım bir kaç konuşma cümlesi!

İşinde adanmışlıkla çalışan, parlayan bir sanatçının sözü; ”İyi görünme, iyi ol.”

Çevremizde neler oluyor? Hislerim kendimi iyi hissettirmedi. Kendi içime döndüm ve çalışılmamış alanları daha uyanık, sorgulayıp gözlemlemeye dikkatle devam ediyorum.

İnsanoğlu mutsuz! Durmadan bir yerden bir yere hareketle akıyorlar. Doyurulamayan, doymayan hazlarının peşindeler ve yorulmak nedir bilmeden hareket halindeler. Ne zaman dinleniyorlar diye düşünmeden edemedim! Bakışımı biraz daha genişlettiğimde kalabalıklar sırada bekliyorlar; bir istekten diğer isteğe hareket için bekliyorlar. Sıkışmışlık hayatımızın her alanına girmiş sanki ve bu da yaşadığımız şehirlere, ülkeye, dünyaya yansıyor!

Hayatınızın tamamına, tüm alanlarına bakın kendi hayatınızda da büyük olasılıkla hissedebilirsiniz, belki de hissettiğiniz bir durumdan bahsediyorum.

İnsanoğlu neden mutsuz? Neden bir arzudan diğerine koşuyor ve durduramıyor kendini. Depresyon, anksiyete, stres, boşluk hissi gibi ruhsal hastalıklara doğru evirilen bir nesille karşı karşıyayız. Egoizmin yalnızlığımı bu ne dersiniz? Doyurulamamış temel hazların doyurulma ihtiyacı belki. Belki de güç savaşı ya da onur arayışı?

Peki, bütün bu zıtlıklara, parçalanmışlığa ve çelişkilere yukarıdan baktığımızda tüm bunları kucaklayan ve bütünleştiren bir zeminin mevcut olduğunu doğanın parçası bizler görebiliyor muyuz?

21. yüzyılda karmaşanın daha da artacağı dünyadaki bir çok toplulukça da işbirliği ile toplumsal bilinçlenme için el ele vermiş görünüyorlar! Her karmaşa kendi içinde bir düzeni de getirir ki dünya tarihinde insanoğlu bu bilgiye de sahip. Sizce şu an sahip olmadığımız nedir? Kendinizden, bireysel hayatlarınızdan baktığınızda neyin eksikliğini hissediyorsunuz? Neyi arıyorsunuz? Neye ihtiyacınız var bu koşullar içinde? Yeni bir koşul için hayatınızda yaratmak istediğiniz değişikliği nasıl sağlarsınız? Ne istiyorsunuz? Yine baştaki soruya döndük! Ne istediğimizi bilmeden geleceği inşa edemeyiz ki…

Belki de 21. yüzyılda bilgelikle hakikati, gerçeği yeniden keşfetmeye itilerek keşfetmeye zorlanıyoruz. Kültür gezisiyle içimden taşan hislerim ve sorular hâlâ zihnimde gözlemleye, araştırmaya sorumluluklarımın bilinciyle kocaman gözlerimle notlarım üzerinde düşünmeye devam ediyorum. Büyük resmi görme niyetiyle…

Ya siz? Sizdeki hisler sizde neleri açığa çıkardı?

Sevgi ve saygılarımla.

Arzu Aykın

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

“İletişimde Samimi Olma Halleri…” için 2 cevap

  1. Merhabalar ,yine şahane gözlemler ,,,,🙏🙏
    Nacizane durumun egoizmden ziyade dolup taşma ,fazlaca doymuşluk hissi ile ne yapacağını bilmemek olarak görüyorum ben ,doymamışlık ise manevi tarafta ,,
    Kitlelerin yarattığı kaosun paniği gibi de geliyor bana umarsızca tüketimi gördüğümde ,,,
    NASIL??
    Sorusunu unuttu zihinler yanlızlaştıran teknoloji ile sanki ,
    Herşeyin Faydası = Zararı nihayetinde.

    Ama işte aynı anda tam tersi olarak TOPLUMSAL BİLİNÇ için yapılan çalışmaları da gördükçe DENGE nin muhteşemliği diyorum.

    Sevgi ve Saygılarımla 🙏♥️

    Liked by 1 kişi

arzuaykinofficial için bir cevap yazın Cevabı iptal et

BÜTÜNÜN DENGESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin