”Sevgi dolu bir insan sevgi dolu bir dünyada, düşmanlık dolu bir insan düşmanlık dolu bir dünyada yaşar. Tanıştığınız herkes sizin aynanızdır.” – Ken Keys

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.
Son zamanlarda, çoğunlukla kendinizi ne yaparken buluyorsunuz?
Düşünceleriniz nerede?
Ne hissediyorsunuz?
İçinizden, derinlerken yükselen ne ki siz çoğu zaman ne yapıyorsunuz? Hayata nasıl tutunuyor, nasıl devam ediyorsunuz?
Hatta biraz daha ileri giderek sorayım hayatınıza devam edebiliyor musunuz? Yoksa sürükleniyor musunuz?
”Bir kayıp gün daha…” diyerek kendinizi uyutmaya izin mi veriyorsunuz?
Amacınıza yönelik en önem verdiğiniz nedir ve yaşamınızı nasıl çeşitlendiriyorsunuz? Yoksa çoğunluğun yaptığı gibi durum ya da koşullardan şikayet içerisinde misiniz?
Böyle olmanız sizi ilerletiyor mu? Mutlu ediyor mu? Hayatınızda, çevrenizde ne değişiyor?
Siz böyle olmasanız bile şikayet içindeki çevreniz sizi nasıl etkiliyor? Bir araya gelişleriniz ile birbirinize ne katıyorsunuz?
Gün bitiminde, en son, yatağınıza hangi hislerle gidiyorsunuz? Sabah nasıl uyanıyor ve güne nasıl devam edebiliyorsunuz? Çevrenizdeki her bir kişi ile hangi ruh hali içerisinde etkileşimdesiniz?
Bir öncekinden farklı bugün ne değişti ve bugünden tüm düşünce, arzularınız nereye doğru hareket ediyor? Hayat amacınıza yönelik eylem, eylemsizlik, nitelikleriniz ile siz ve +bir nedir?
Her gün yüzlerce insan ile temas halindeyiz. Yürürken, yolda, otururken, koşarken, otobüste, metroda, iş yerinde, markette, okulda, evde v.b. En derinlerden yükselmeye çalışan, çoğunlukla görmezden geldiğimiz hangi uyanışımıza fırsat olacak nelerden kendimizi mahrum bırakıyoruz? Kendimizi kalabalıklar içerisinde giderek büyüyen yalnızlığa mahkum ediyoruz.
Istırabımız büyüyor…
Ne yapıyoruz? Ne yapmıyoruz?
Bizi durduran nedir?
En başta sorduğum ve birlikte düşüneceğimiz soru; ”En önem verdiğiniz nedir?”
Hayat sizden ne istiyor?
Arzu Aykın

Yorum bırakın