Gözünü Aç ve Hislerini İzle!

”Ben terbiyeyi terbiyesizlerden öğrendim.” Ebu’l-Alâ el Maarî

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

Merhaba, umarım iyisinizdir. Son yazımdan bugüne zihnimde yankılananlar, sonuçların hissettirdikleri, diğerlerinin izlenimleri, diğerlerinden izlenimler derken nedenleri algılayınca, algımla birlikte bilinçteki genişleme, değerlerimle tekrar tekrar beni orta yola yerleştirdi. Dostlarımla almanın-vermenin gerçeğine tanıklık ettik Bir’likte, birlikte düşünürken… Teşekkür ederim.

Günlük hayatınızda neler oluyor? Çevrenizin sizin üzerinizdeki etkisinin ne kadarının farkındasınız? İstekleriniz, arzularınız size mi ait; yoksa ne? Emin misiniz?

Bugün isteklerimizden ve sonuçlarına bir bakışla başlayalım.

”Bir şeyi arzu edeli çok zaman olmuştu ve bunun üzerimdeki etkisi bir felaketti. ”Samuel Beckett

Günlük hayatımızda farkında olsak ya da olmasak bizleri çevreleyen arzular, istekler dizini ile hareket ederiz. Yatakta uyandığımız anda başlar. Eğer ki teknik öğretilerle meditasyon yapıyorsanız zihninizdeki düşünceler, inançlar, duygular sizi harekete geçirecek ya da harekete geçiren düşünceleri zihnin fonksiyonları ile değerlendiriyorsunuz. Bir adım ötesinde de önceliklerinize göre bir hayatı yaratmak üzere adım adım geleceğinizi inşa ediyorsunuz. Dıştan bir örüntü içerisinde, içsel bir örüntü ile birlikte. Bir de buna anne karnından itibaren bir bakışla baktığınızı hayal edin… Arzular dünyasında size ait arzular var mı? Yani gözünüzü açtığınız dünyada? Hangisi, hangileri size ait?

Hayatınızı arzularınıza göre biçimlendirirken çevrenin çok önemli bir etkisi olduğunu bir çok bilim dalı bize söyler. Yine farkında olsak olmasak arzular çevrenin etkisi ile belki de hiç hoşunuza gitmeyen sonuçlar yaratır. Belki de hem yaşayan hem de izleyen olarak arzularınızın esiri tüm bedellerden habersiz, düşüncesizce yapılan eylemlerde, arzuların peşinde, her türlü deneyimin içinden geçersiniz. Yaşanan durum ya da olaylar farkındalık eksikliği ile içsel duygusal patlamalar yaratabilir, düşünmeden hatta bilgi sahibi olmadan ya da eksik bilgi ile aksiyon almış olmanız bir anda dünyanızı tersine çevirmiş gibi hissedebilir, dünya realitesinde ”sahip olduklarım” dediğiniz ne varsa tersini deneyimleyebilirsiniz. Peki, gerçekte olan nedir?

İnsan arzularının, isteklerinin, tutkularının özlemiyle aksiyon alırken intikam, rekabet, kıskançlık gibi duygularla anlık fantezilerinin sonuçlarını hesap yapmaktan uzak kalabilir. Küçük bir ürperti yeterlidir bunun için!

Abraham Maslow’un ”İhtiyaçlar Hiyerarşisi” diye sözünü ettiği piramit, Aristoteles ”Telos” ”Kendini Gerçekleştirme” diyerek insanlık tarihinde insana dair, benlik kavramına yaklaşım ciddi bir araştırma konusu olmuş ve bir çok bilim dalı da ortaya çıkmıştır. Buddha’nın öğretisi bunu ”Dört Yüce Gerçek ve Sekiz Aşamalı Yol’‘ olarak inşa etmiş, günümüze kadar gelmiş, hâlâ insanlığa, insanın ”Kendini Bilme” konusunda hizmet etmektedir.

Dünyadaki hazlar;

  1. Seks 
  1. Yemek 
  1. Para 
  1. Şeref, güç 
  1. Bilgi 

Tatmin olmayan hazlar; 

Yoğun nefret,

Rekabet, 

Güç savaşı, 

Onur arayışı… 

Tüm öğretilerin odağında arzuları disipline etmekten bahseder. Dönemlerinde ve sonrasında belki de şimdi, arzuların disipline edilmesi ya yok saymak ya da bastırılmak neticesi ile insanın farklı formlarda taşkın davranışlarına dönüşmüş olduğunu hep birlikte izliyoruz. Günümüzde yaşadığımız ve gözlemlediğimiz de bundan ne fazlası ne de eksiğidir. Doğamızı bilmeden insanlık en mutsuz olmaya mahkûm. Boşluk hissi ile depresyonu yaşamaya mahkûm. Yeni bağımlılıklar arayışında boşluk hissinden kaçışlara mahkûm. Dünyada yaşanan bundan başka ne olabilir ki? Ekonomi tanımına bakın. Ne demek istediğim daha anlaşılır olacaktır.

Algıladığımız hayat, insanın arayışı dışarıdan içeriye yöneldiğinde, doğru soruları sorduğunda, cevaplarını duymaya hazır olduğunda yapıcı, üst bilinçten Gerçek algıdan, duyularının ötesinden kaliteli, hayat amacına uygun olacağı kesindir.

Farklı bir çok bilim/ilim hastalıklı bir aklın ürünü ya da milyonlarca yıllık evrimin yerleştirdiği içgüdü diyerek bazı rahatsız edici arzulardan bahsederler. Burada kısaca alma ve vermenin sonuçları diye not düşeceğim. Başka bir yazıda bu konuyu biraz derinden bakışla diyerek devam ediyorum.

Belki de arzu ettiğimiz şeyi idealize ettiğimizden şüphe ediyoruz ve çıkaracağımız kargaşadan korkuyoruz: arzu ettiklerimize tutunuyoruz ve onları uzaklaştırıyoruz, hayranlık/tiksinti ikiliğinde. Tahammül edemiyor, hayal kırıklıkları içinde onun daha güçlü arkadaşları hayatımızın kontrolünü alıyor olabilir. Eksiklik hissinin hem kendi hem de diğer insan hayatına sonuçlarıdır belki de gözlemlediğimiz. Ancak gerçek şu ki muhakeme yeteneği ile insanlık yapıcı davranış alışkanlıkları geliştirerek bu durumdan özgürleşeceği kesindir.

Doğru sorular ve cevapların kendisinde olduğu gerçeğini bilerek ve destek alarak… Gerçek; yoldan uzaklaşmadan içsel gelişmenizi sağlayacak size uygun araçlarla, pratiklerle alışkanlığa dönüştürmekle, insan doğasını bilerek ve çevre ile ilerlemenizdir. Daha enerjik, ilham verici, tatmin edici, kendi kendine hareket edebilen, yaratıcı üretken fikirlerle, günlük görevlerinizi ilham aldığınız bir şeye dönüştürmek mümkündür. Takipte kalın.

Sevgi ve saygılarımla.

Arzu Aykın

”Sevgi bizim gerçek kaderimiz. Hayatın anlamını bir başımıza bulamayız; bir başkası ile beraber buluruz.” Thomas Merton

Yorum bırakın

BÜTÜNÜN DENGESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin