Telafi

”Bizim neslimizdeki en büyük devrim, zihinlerinin içsel yaklaşımlarını değiştirerek yaşamlarının dışarıdan görünüşünü değiştirebilen insanların başardığıdır.” Marilyn Ferguson

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

Merhaba, nasılsınız?

”Benim hatam değil.” çoğumuz bu cümleyi bir şemsiye gibi kullanırız. Bahane ve ertelemeler arasında zihin oyunları ile aldatır, aldanırız. Hatta daha da ileriye gider, kararlarımızı, acı veren davranışlarımızı haklı olma çabasına gireriz. Belki bunu uzun yıllarca sürdürür, yoksunluk, yetersizlik yanılsamaları içerisinde suç/suçluluk ve benzeri duygular içinde sıradan bir hayata sıkışmış, sıkıştırılmış hissi ile yaşarız. Hikayeyi gözünüzün önüne getirebilir misiniz? Zihninizde ne canlanıyor? Bu size ne hissettirdi?

Peki, hiç düşündünüz mü neden haklı olduğumuzu göstermek isteriz? Doğru olmadığını bildiğimiz halde inanmaya devam ederiz! Hayatı da sürtüşme/çatışma halinde yaşamak muhtemel bir gerçeklik olarak deneyimlenebilir; hem de tüm ilişkilerde! Tanıdık geliyor mu?

Ne düşündüğümüzü ve hissettiğimizi, yaptığımız iç gözlemlere dayanarak biliriz. Ancak diğerlerinin ne düşündüklerini bilmenin bir yolu yoktur. İşte böyle iken diğerleriyle bir kıyas halindeyizdir. Yanılgıya düştüğümüz kör noktada burasıdır. Daha iyi, daha az ön yargılı, daha objektif olduğumuza inanırız. Körlük bizi yanıltır.

Kısaca diyebiliriz ki hayattaki en büyük hatamız maalesef hatalarımızın farkında olmayışımızdır.

” Benim hatam değil.” cümlesinde bir kıyas, bir yargı vardır. Burada hafıza devrededir. Çarpılmış bakış açımızla hafızanın çarpıtmalarını kavramak ve son derece iyi hatırladığımız anıların bile yanlış olabileceğini anlamak, bizi anılarımıza daha az anlam yüklemeye teşvik edebilir mi, ne dersiniz? Anılarımız bizi yanıltabilir. Geçmişle yaşadığımız hayatlarımızda hâlâ an hakikatine yaklaşma gayretleri içerisindeyken geçmişe dayanarak sorunlarımızı aklamak alışkanlığını bırakmak önemlidir. Anılar her zaman hafızada, gerçek ya da değil. Önemli olan eş yaklaşım.

“Başka ne yapabilirdim ki?” ya da “Hep onun suçu.” ya da “Ben sadece emirleri uyguluyordum.” veya ”Asıl noktada haksız değildim, sadece birkaç ayrıntıda yanıldım.” ya da “Bunu arkamızda bırakıp işimizi yapabilir miyiz?” kendimizi hemen temize çıkarmaktan daha karmaşık düşünce örüntülerini içerisinde barındırabilir. Ne dersiniz? Farkındayızdır. Peki, ne kadarının farkındayızdır?

Peki ne yapacağız?

Sınırsız bir potansiyele sahibiz. Kendimiz olacağız. Kendimizi bileceğiz. Değerlerimizden bir hayat yaşadığımızın farkındalığında dünyada kendimize, ailemize, çevremize vs. sorumluluklarımızı kolaylıkla gerçekleştirdiğimiz bir süreç içinde olduğumuz gerçeğini kabulle; huzurla, huzur içinde!

Peki, hayat amacınızı biliyor musunuz?

” Hayat Amacı”. Tasarımımıza uyumlu yaşayabiliriz. Tam ve bütün potansiyelimizin kendiliğinden açığa çıkışına tanıklık edebiliriz. Duygu, zaman yönetiminde ustalıkla, değerlerimizle uyumlu doğru, etkin, üretken, başarılı işlere imza atabiliriz. Farkındalıkla, bir, hayat yaşayabiliriz. En yüce değerlerimizle neş’e, refah içerisinde çoklu faydalar sağlayabiliriz. Ve daha yazılabilirim. Ancak değerlerinizden bakarak, siz, okurlarıma bırakıyorum.

Farkındalıkla uyanık! Sınırlı düşünceleri, bastırılmış duyguları, çekirdek inançları, şartlandırılmış, öğrenilmiş alışkanlıklarımıza ilgiyle ve sabırla bakarak, hatta üzerine çalışarak, hayata entegre olmuş, değişen yaşam içerisinde esnek olurken, hayatın ritmiyle de uyumlu, hayat amacımıza hizmet eder bir hale gelebiliriz. Tabi ki çalışılmış bir bilinçle ve uzman desteği ile.

Sevgi ve saygılarımla.

Arzu Aykın

”Ruh üstattır, hayal gücü alettir, vücut ise şekil değiştiren malzeme.” Paracelsus

Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.

Yorum bırakın

BÜTÜNÜN DENGESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin