” Kesin fikirlere sahip olmak insanı hiç bir şey yapmamaya götürür.” Paul Valery

Merhaba, nasılsınız?
Huzur ne demek diyerek başlayalım. Huzur; insanın içinde duyumsadığı rahatlık duygusu, gönül rahatlığı, iç rahatlığı, baş dinçliği, rahatlık içinde bulunma durumu, dinginlik, çekişmesizlik. Sözlükteki anlamından yola çıkarak ”Evrenin üç niteliğinden” algılayarak, Kendimizi de sorsak ne derdik? ” Huzur benim için ne demek? Eylem, eylemsizlik, özellik olarak?
Kişiliğimiz alışkanlık haline gelmiş düşüncelerimizin, davranışlarımızın, tutumlarımızın, seçimlerimizin bilinçli ya da bilinçsiz ifade edilmesi sonucudur. Koşullu tepkilerimiz kısıtlı, sınırlı bakışımızdır. Tepkisel davranışlarımızın ne kadarının farkındayız? Hemen bu soruyu kendimize sesli sorsak cevaplarımız nasıl olurdu?
Huzur kavramına odaklanmaya devam. Peki, içsel( dolayısıyla dışsal) huzura nasıl sahip olabiliriz? Hepimiz huzur istiyoruz. Anlık yaşadığımız düşüncelerimizdeki huzurun tanımına bakmak; dolayısıyla ”bipolar bakışla mı bakıyoruz?” burada kendimizi sorgulamak önemlidir. Çoğumuz için diyebiliriz ki yalnız kalmak, rahatsız edilmemek, engellenmemek huzur tanımı içindedir. Bu tanımla sınırsız varlığımıza düşüncelerle sınırlar koymakta ve bilinçsizce kendimizi, potansiyelimizi, sahip olabileceklerimizi sınırlamaktayız. Bir dizi düşüncelere bağlanarak huzura kavuşacağımız hayalleri, fantezileri kurmaktayız. Kısaca diyebiliriz ki rahatsız edilmeden huzurlu yaşamak istiyoruz. Tüm ilişkilerimizde aradığımız ve istediğimiz budur. Seviyorum sevmiyorum, hoşlandım hoşlanmadım diyerek huzuru bulamayacağımız kesindir.
Huzura sahip olmanın ön koşulu gözlemek, izlemek, sorgulamaktır. Sorgulamak; iyi kötü, faydalı zararlı bakışlara eş yaklaşımla analiz etmektir. Bölünmüş benlikte huzura sahip olabilmek ancak çalışılmış zihinle mümkündür. Tutunulan, bağımlı olunan düşüncelere, inançlara eş yaklaşım sağlandığında huzur kendiliğinden açığa çıkar.
Örnek verecek olursam uzun bir süredir savaş belgeselleri izliyorum. İnsan davranışları üzerinde incelemeler, sorgulamalarla gözlemliyorum. Savaş kötü diye koşullanmış bir düşüncem inancım vardı. Savaşlar bitsin barış gelsin, huzur gelsin düşüncesine de koşullanmam vardı. Bir gerçek var ki Dünya üzerinde savaşlar hiç bitmedi. Savaşsız geçen bir altı günden bahsedilir bilmem bilir misiniz? Algımız, kararlarımızı, eylemlerimizi etkilediği gerçeği ile tekrar tekrar gözlemledim. Zihnimde, bilincimde anlamlardan özgürleştiğimde sadece gerçek kaldı.
Sınırlı, bipolar bakış subjektif bakış demektir. Buna bağlı düşünce, duygu, davranışları hayatımızda deneyimlememize neden olur. Ta ki fayda zararın eşitliğini idrak edip, objektif bakışımızla yani hoşlandım hoşlanmadım demeden eş yaklaşımla tüm potansiyelimize sahip çıktığımızda huzura kendiliğinden sahip olabiliriz.
Rumi ” Yaşam tutunmak ve bırakmak arasındaki bir dengedir.” demiştir.
Ayrıca ünlü bir filozofun dediği gibi de yazarsam; Kendinizin otorite olduğu bir hayat için bir program yapın ve uygulamaya, alçakgönüllü bir şekilde, canınızı sıkan küçük şeylerle başlayın.
Metotla koçluk/mentorluk yapan bir uzman olarak diyorum ki zihnimizdeki sınırlı, baskın düşünceleri gözlemledikçe hayatı tepkisel değil, yanıt vererek yaşamaya başlıyoruz. Hayata dair durumlara, olaylara daha anlayışlı, hoşgörülü yaklaşımla çözüm odaklı, geliştirici, özgürleştirici yaşarken duygusal dinginlik zihinsel uyanıklık hali içerisinde… Duyuların ötesinden objektif bakışla kaliteli, önceliklerimize göre bir yaşamdan tatminkar, aşkın, hizmet ederek yaşamak mümkündür. Zihnimizi kirlerden arındırmak, duygu ve düşüncelerimizi nötr hale getirmek önemlidir. Farkındalığımızı yükseltmek için her gün, sabah/ akşam, en az yirmi dakika meditasyon yapmak önemlidir. Dikkatli ve gözlemci kalarak meditasyon yapmak, saf farkındalık düzeylerini ve bilinç aşamalarını deneyimlememizi sağlar. Böylece bedensel ve zihinsel dinlenme gerçekleşirken, daha kaliteli, sağlıklı, yapıcı davranışlarla hayatımızın başarılarına imza atabiliriz.
Ne istediğimizi bilmek, kararlı olmak, ruh merkezli olarak bir yaşam mümkündür. Hayatımızı yönetme becerimizi geliştirmek mümkündür. Ve bir uzman olarak deneyimlerinizi nasıl dönüştüreceğinizi öğrenmenizde size yardımcı olmak için buradayım.
Görüşmek üzere. Sevgi ve saygı ile. Arzu Aykın/ Profesyonel Nefes ve Yaşam Koçu
” Bir insanın ilk işi nedir? Yanıt açık, kendisi olmak.” Tevfik Fikret


Yorum bırakın