”Tanrı’yı gördüğüm göz, Tanrı’nın beni gördüğü göz ile aynıdır.” Meister Eckhart

Merhaba, nasılsınız?
Olaylar ya da durumlar bizi incitemez ve engelleyemez. Diğer insanlar da bizi incitemez ve engelleyemez. Konu olan bizim bunlara bakışımızdır. Bize sorun yaratan, ”tutumlarımız ve tepkilerimizdir”. Dışsal koşullarımızı biz seçemeyiz fakat bu koşullara nasıl yanıt vereceğimizi her zaman seçebiliriz.
Özetle; algılarımız; düşüncelerimizi, kararlarımızı, eylemlerimizi etkiler.
”İncindim” sözü hayal kırıklığıdır. Beklentiyle birlikte dış koşullara göre kıyaslamak her ne şekilde olursa olsun bölünmedir ve çatışma yaratır. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Kendi içimizde gözlemleyen ve gözlemlenen, düşünen ve düşünülen. Çatışma içindeki zihin kaçınılmaz olarak çarpıklaşır ve dolayısıyla hakikatin ne olduğunu apaçık göremez. Aklın fonksiyonları! Aklı, mantığı işletmekten korkuyor muyuz? Çünkü onun ruhsal olmayan bir şey olduğunu düşünüyor olabiliriz. Ancak duru, nesnel, tarafsız, sağlıklı aklı yürütmeyi nasıl becerebileceğimizi bilmiyorsak berrak bir zihne sahip olamayız.
Peki, bölünmeyi nasıl algılıyorsunuz? Bölünme zihninizde ne tür izler, kayıtlar oluşturdu? Hep birlikte düşünelim…
Peki, doğru eylem biçimi nedir? Burada dikkatinizi çekeceğim konu şu; doğru olması gereken eylem nedir sorusu değil, doğru eylem biçimi nedir?
Sonuçta gerek kendi içinizdeki gerekse dünyadaki bütün çelişkileri görüyorsunuz. Kendi içinizde yaşadığınız büyük ıstırabı, umutsuzluğu, acıyı, kederi, yalnızlığı, sevgisizliği vurdumduymazlığı, vahşeti, şiddeti gördüğünüzde Kendinize sorduğunuz soru nedir? Önemli olan bu gerçekleri nasıl gördüğümüz, bu gerçeklere nasıl baktığımızdır; bu gerçeklere ilişkin ne yaptığımız değil, varoluş denilen bu son derece girift soruna, bir insan olarak nasıl baktığımız önemlidir.
Kendinize ve dünyaya nasıl bakıyorsunuz? Lütfen, soruyu Kendinize sorarken ne yaptığınızı izleyin, inceleyin. Bunun için zaman ayırmanızı rica ederim.
Burada en önemli ayırt edici bakış, dünyayı ve kendinizi nasıl değerlendirdiğinizi, gördüğünüzü, gözlemlediğinizi kavramaktır.
Evet, ayrıştırılmış, bölünmüş çatışmalı zihin ancak uzman bir rehber eşliğinde Kendi Gerçekliğine adım atabilir. ”Neye ihtiyacın var?” bu soruyu Kendinize sormanızı öneririm. Sezgilerinizle yolunuzda ilerlediğinizi fark edeceksiniz. Doğru görüş, doğru amaç, doğru söz, doğru eylem, doğru yaşayış, doğru çaba, doğru hatırlayış, doğru içe dalış…
Görüşmek üzere sevgi ve saygı ile. Arzu Aykın / Profesyonel Nefes ve Yaşam Koçu
”Bedeninize tam bir sadakatle bakınız. Ruh, sadece o gözlerden görmek zorundadır ve gözler bulanıksa, tüm dünyada bulutlu görünür.” Johann Wolfgang Von Goethe


Yorum bırakın