
”Duyularımızın yaşamına hakikaten açık olduğumuzda -aslında hayvansı gözlerimizle bakar ve hayvansı kulaklarımızla işitirken- dünyada çevremizde bulunan hiç bir şeyin pasif ya da dilsiz bir nesne olarak hissedilemeyeceğini keşfederiz. Her nesne, her varlık bakışlarımıza kendi sırlarıyla karşılık verir…” David Abram
Merhaba, nasılsınız? Öncelikle geri bildirimleriniz için teşekkür ederim. Benim için ilham verici. Daha bir ilgiyle, özenle, gayretle yazıyorum.
Bu haftanın yazı konusu yaşam bilgisi, hayat bilgisi, Gerçek’in bilgisi. Bunun için bazı kavramları açıklamak yazının anlaşılırlığını arttıracak, amacıma bütüne katkısı anlamlı olacaktır.
İlk kavram; Yaşam. Yaşam; Büyüme, metabolizma, uyarıcıya cevap verme ve üreme ile kendilerini ifade eden özellikler veya nitelikler. Bir insanın yaşamını meydana getiren, fiziksel, zihinsel ve ruhsal deneyimler. Sonra ki kavram Lütuf. Lütuf; her yerde daima var olan bilinç alanından ve içinizden açığa çıkan destekleyici etkiler. Bir diğeri Yeni Düşünce. Yeni düşünce; katılımcıları yapıcı düşünce, bütüncül yaşama ve daha yüksek gerçekliklerin bağımsız bir şekilde araştırılmasına önem verdikleri modern bir hareket.
Yaşam, lütuflarla ifade bulan dahice bir süreçtir. Yaşamın içinde deneyimlenen ve gözlemlenen her şey lütuftur. Burada bi kaç dakika düşünmenizi rica etsem zihninden geçen fikir ve düşünceler nelerdir? Kendinle baş başa bi kaç dakika. Yaşam, bilinçli yaşamayı hatırlamaktır. Bilinç yükselişi, bu kesintisiz süreç berrak farkındalıkla yaşanırken doğallıkla gerçekleşen bir oluştur. Yaşam, anlamlı hizmetler bütünüdür.
Ünlü şair Nazım Hikmet’in dediği gibi yaşamak ciddi bir iştir.
”Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın,
Bir sincap gibi mesela,
Yani yaşamın dışında ve ötesinde hiç bir şey beklemeden,
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak…”
Yaşamak, süreçtir. Yaşamın acı veren, sancılı lütuflarıyla karşılaştığımızda, henüz yaşamla birlikte akarak, onun tam desteğini alabileceğimiz bir olgunlukta olmadığımızı anlamak önemlidir. Gözümüzde büyüttüğümüz, bize zor görünen her olay, durum yaşamın hareketli süreçlerini öğrenmemiz ve koşullanmış düşüncelerle sınırlandırılmış bakışı aşmak için özel birer fırsattır.
Yaşam çok değerlidir. Zaman çok değerlidir. Nefes çok değerlidir. Peki, bu değerleri yanılgılarla boşa harcamak nedendir? Burada bulunma nedenini ıskalamak nedendir? Bir kaç dakika düşünmenizi istesem…
Bir çok teknik, bilim- ilim bizlere yaşamı, doğal, dengeli, sağlıklı yaşamın nasıl mümkün olabileceği konusunda bilgi verir. Dünyada bizler Kendini Bilme, Gerçek’i Bilme arayışında +- bir çok deneyime sahip olduğumuz gibi, idrak içinde olmadığımızda aynı benzer deneyimler içinde devam eden döngüsel bir yaşama sahibizdir. Kavramak, idrak bu süreçte önemlidir. Dünyada huzurlu yaşamak için evrensel ilkelere uyumlu, idraklı bir yaşamı nasıl kurgulayacağımızı, zihinsel ve ruhsal bütünlük içinde görev ve sorumluluklarımızı nasıl yerine getireceğimizi doğru anlamak, anlayışımızı da eylemlerimizle beceriyle, kendimize, ailemize, çevremize, dünyaya hizmet ederek mümkündür. Bu da zihnin dinginleştirilmesini gerektirir.
Hatalar değerlidir. Bize çok şey öğretir, bizi büyütür ve geliştirirler. Hata yapmaktan korkma. Hiç bir şey yapmamaktan rahatsız olmak önemlidir. Suç, utanç, pişmanlık durum ve olayların bize sunduğu bilgeliği, hizmeti kavramak, idrak etmek önemlidir.
Burada küçük bir öneri ile rehberlik etmek fayda getirebilir. Her türlü ilişkilerinizde tetiklendiğiniz (olumlu-olumsuz) her bir durum ve olayda tetiklendiğiniz eylem, eylemsizlik ya da özelliğin ne olduğunu bulup, bu eylem, eylemsizlik ya da özelliğin fayda ve zararlarını sorgulamak kendine ve diğer her şeyle olan bağına bakışında, bilincinizde yapıcı fikirlerle dönüşümü getireceği kesindir.
Yaşam süreçlerimizde içsel ve dışsal dengeyi oluşturmak, korumak bizim kendi sorumluluğumuzdur. Hayatımızda tüm yaşanılan, yaşanılmakta olan ve olacak olan tüm her şeyden sorumlu olduğumuzu kavramak önemlidir. Dürüst, samimi, kararlı, ruh farkındalığında, zihinsel ve fiziksel donanımlarımızı doğru kullanmak önemlidir. Ruhsal bir varlık olduğumuz gerçeği ile şükranla dünyayı onurlandırmak, sonsuz huzur ve dengeye adım atmakla aynıdır.
Gerçek amaçlar; bizleri daima, artarak, yaşamla ve değerlerimizle bütünler. Sonsuz olasılıklar içeren sonsuz, sınırsız bir alandır yaşam.
Peki, sınırlı, limitleyen düşünce ve inançlarınızın ne kadarının farkındasınız? Tüm fırsatlar her zaman yaşamınızda hazırken ne yapıyor ya da yapmıyorsunuz da kendinizi şanssız algılıyorsunuz?
Dikkatimizi neye doğru verirsek onunla özdeşleşiriz.
Şartlanmış, koşullanmış kişilik baskısından özgür olduğumuzda içsel, çevresel koşullardan ve kişisel iletişimin her türlü etkilerinden arınmış oluruz. Bilinçsiz tepkiler, kararsızlıklar, duygu yükleri, duygusal ani karar verişler son bulur. Bu nasıl mümkün olur derseniz çalışılmış bir zihinle mümkündür.
İçinde yaşadığımız dünyayı olduğu hali ile algılamak, yaradılışımızla bize verilmiş olan aklımızı, düşünce becerimizi, öğrenme, bilme, inceleme, araştırma, karar verme becerilerimizi kullanarak, pratiklerle, uygulamalarla geliştireceğiz. Nötr, tarafsız, ay ve güneş arası yaşamı yönetme becerisini geliştirmek, kaliteli, etkin, sağlıklı, dengeli bir yaşam, objektif; 360 derece bakış önemlidir. Bunun farkındalığı için de ”Buddha’nın Sekiz Aşamalı Yolu” bunlardan biridir. Nefes seansları, bilinç çalışmaları, koçluk, meditasyon, yoga asanalar, sağlıklı dengeli beslenme, uyku, dua bizi destekleyen diğer araçlardandır. Zihin ruhsal gelişim için araçtır. Neden buradasın? Amacın ne? Bize bu ve benzer soruların cevaplarını barındırır. Cevapları algılamak çalışılmış bir zihinle mümkündür. Bireysel ve grup çalışmalarımla size yardımcı olmak için buradayım. Sevgi ve saygı ile. Arzu Aykın /Kolaylaştırıcı-Dönüştürücü Uzman Lider
”İhmal ettiğiniz hislerinizi kullanmaya başladığınızda, ödülünüz dünyayı yepyeni gözlerle görmek olacak.” Barbara Sher


Yorum bırakın