
“Gerçeklik algınızı çarpıtan düşünce ve duygu dalgalarını sakinleştirin.
O zaman, bu yüksek bilinçlilik halinde her şeyi gerçekte olduğu gibi
göreceksiniz.”
-Paramahansa Yogananda
Merhaba,
Pazar; haftanın son günü, güneşin günü. İçsel buluşmaların, birlikte ya da yalnız kahvaltıların, dağ ya da uzun sahil yürüyüşlerinin yapıldığı gün. Kahvaltıların diğer günlere göre daha özenle hazırlandığı, şölene dönüşen sohbetlerle kucaklaştığımız, birbirimizi fiziksel, zihinsel duygusal ve ruhsal beslediğimiz, dinlendiğimiz, yenilendiğimiz gün. Yeni bir haftaya hazırlandığımız, fırsatlarla dolu gelişme, büyüme, ilerlemeyi gerçekleştirebileceğimiz bir gün. Sosyal bağlarımızı kahve sohbetlerimizle daha da güçlendirdiğimiz bir gün Pazar günü. Çoğumuz bunu bir geleneğe bile dönüştürmüş olabiliriz.
Yazıya insan, ses, müzik, şarkılar diyerek başlıyorum. İnsan, sesi, müzik, şarkılar… birbiriyle güçlü bağlantıları vardır. Aynı anda kişiye bir çok şeyi deneyimletir. Müzik, genellikle insan ve sesinin doğal bir uzantısı olarak kabul edilir. İnsan, sesi ve müzik arasındaki bağlantı, müzikte duygusal ve ruhsal bir derinlik yaratır. Şarkı sözleri, insan sesi ve müzikal armoniler birleşerek, bizleri harekete geçirir, duyguları ortaya çıkarır ve bizleri birleştirir. Bu nedenle, müzik, insan sesiyle birlikte, dinleyen/duyanlar arasında bir bağ oluşturur ve duygusal bir etki yaratarak, hayatlarımızda önemli bir rol oynar. Zihinsel olarak da yaşadığımız durum ve olayları seslerle görüntüler arasında bağ kurarak hayatlarımızın şekillenmesinde olumlu/olumsuz etkiler yaratır. İnsan, iradesi olan duygusal bir varlıktır. Şarkılar, zihinlerde birçok duygusal ve zihinsel süreçleri tetikleyebilir. Bilinçli farkındalık, şimdiki anı fark etme, kabul etme ve anlamlandırma becerisidir.
Müzik/şarkı dinlemek aynı zamanda duygusal durumları yönetmek için bir araç olarak kullanılabilir. Şarkılar, zihnin duygusal durumlarını yansıtabilir veya belirli bir duygusal durumu hafifletebilir. Örneğin, yavaş bir şarkı, rahatlamana ve stresli bir durumdan kurtulmana yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, genel olarak müzik/şarkı dinlemek bilinçli farkındalık pratiği için bir araç olarak kullanılabilir ve bu şekilde farkındalık becerilerini geliştirebilir. Ayrıca şarkı söylemek, nefesin ritim ve akışını takip etmek için bir fırsattır. Şarkı söylerken, nefesi doğru bir şekilde ayarlamak ve şarkının ritmine uygun bir şekilde nefes alıp vermek gerekir. Bu, nefes kontrolü becerilerini geliştirmek için harika bir fırsattır ve nefes bilinçliliğini artırmaya yardımcı olabilir. Nefes bilinçliliği, insanların zihinsel ve fiziksel sağlıkları için son derece önemlidir. Nefes egzersizleri yapmak, meditasyon yapmak veya yoga gibi diğer tekniklerle birleştirildiğinde, daha yüksek bir farkındalık ve zihinsel netlik elde etmeye yardımcı olabilir.
Daha geniş bakış açısıyla son bir kaç cümle daha; algımıza gelen ses, frekans, dalga boyu, manyetik alanlarımızda yarattığı bir durum olarak görebiliriz. Bilimsel yazacak olursak da zihin titreşimli ışık parçacıklarından oluşur veya bunlarla ilişkilidir. Hatırlayacak olursak doğa ve insanın bir olduğu, içinde eril/dişil potansiyeli ile var olduğu gerçeğini daha ilk/orta/lise yıllarında öğrenmiştik. Aynı anda kaosu/düzeni içinde barındırır. Duygu; durumları anlamlandırır. Tutunmadan, içinden geçtiğimiz durum/olaylarda gerçek, tatmin dolu anlarla bir hayat yaşarız. Sürdürülebilir insan potansiyelimizi tam olarak ifade edebilme becerisi için, daha derin anlayış, kavrayış için, tatminlik, huzur için koçluk/mentorluk desteği almanızı önerebilirim. Bol şarkılı, müzikli bir Pazar günü dilerim. Sevgi ve saygı ile. Arzu Aykın
“Gerçeklik algınızı çarpıtan düşünce ve duygu dalgalarını sakinleştirin.
O zaman, bu yüksek bilinçlilik halinde her şeyi gerçekte olduğu gibi
göreceksiniz.”
-Paramahansa Yogananda
Gerçek, Bir'likte. Dönüşüm, kararlı bir güç gerektirir.
-
Yeni Formlar…
”Eğer ritim yoksa müzik de yoktur.” Duke Ellington Gelenek; kuşaklar boyu sürdürülen ve bir kuşaktan diğerine aktarılan beşerî uygulama, inanç, kurum, alışılmış usül ve ritüelleri, kültür ve sanata ait tarz ve icra biçimlerini” içine alır ve bunları ifade etmek için kullanılır. Haydi zamanda gezinelim: Geçmişe baktığınızda, sizin ya da büyüklerinizin çocukluğu ne kadar ritmikti? Sizce Read more
-
Bir günün…
Merhaba, nasılsınız? Sıradan kelimesinin anlamı ile başlayalım; hiçbir özelliği ve değeri olmayan, sıra işi, bayağı, değersiz, niteliksiz. Gerçekte bilinçli eylem, eylemsizlik ve özelliklerle düşünen her canlının önceliklerine göre hareket ettiği bir gerçektir. Kendi; cehaletinde kısır döngüde olma olasılığın nedir? Peki, yolu bulup, kısır döngüden çıkma olasılığın nedir? Kendine korkusuzca küçük bir adımla değerinin farkında, nitelikli Read more
-
Kendi
”Maşrapamız küçükse, deryayı suçlamaya hakkımız olmaz.” Rumi Merhaba, nasılsınız? Yine, yeniden yeni bir haftadayız. Kendimizi tanımlamak! Nelerdir bizi biz yapan şeyler? Kendimiz hakkında sayabileceğimiz tüm özellikler, tüm tanımlamalar bizim kim olduğumuzu tanımlamaya yeter mi? Peki, kendimizi tanımadan, bütün boyutlarımızla kendimizle yakın bir ilişki kurmadan kaliteli bir hayata ulaşmamız mümkün müdür? Kim olduğumuzu araştırıp, kimliğimizi tüm Read more
-
Okuyun…
”Karşıtlıklar olmadan ilerleme olmaz. Çekim ve itme, mantık ve enerji, sevgi ve nefret insan varlığı için gereklidir.” William Blake İnanamıyordu yaşadıklarına. Ne ara bu duruma gelmişlerdi. Ne zaman başlamıştı? Hiç bir fikri yoktu. ”Ben ne yaptım ki?” demekten kendini alamıyordu. Çok masumca söylenen bir cümleydi onun için. Olduğu yere; yol kenarındaki şekilsiz bir kaya parçasına Read more
-
İlişkilerde Mesafe Koymak!
”Okunacak en büyük kitap insandır.” Rumi Merhaba, nasılsınız? Bazen sadece kendi çıkarlarını düşünen ve çıkarları için kullanmaya çalışan insanlardan çok varmış gibi görünür. İhtiyaçları herkesten önemli ve diğerleri bunu hemen karşılamalıdır. İhtiyaçları karşılanmadığında büyük bir öfkeye kapılabilirler ve çoğumuz durumu daha da kötüleştirmemek adına bu kişilere teslim oluruz. Hepimizin böyle tanıdıkları vardır; ebeveynlerimiz, kardeşlerimiz veya Read more
-
Canlılık!
” Sağlıklı yaşamla ilgili önerilerimi tek bir sözcükle sınırlamam gerekseydi ”nefes” derdim.” Dr. Andrew Weil Merhaba, nasılsınız? Ben diyetisyen değilim. Ancak on oniki yaşlarında sağlıklı nasıl beslenirim diye dikkatle çevremi izlerdim. Araştırmayı, okumayı severdim ve hala da tutkuyla devam ederim. Yeni bir şeyler denemeyi, yeni karışımlar yapardım sonu hüsranla bitse de denemekten hala hiç vazgeçmedim. Read more

Hatice için bir cevap yazın Cevabı iptal et